08 Aralık 2011

Ben Yine Salağı Oynayacağım

Biliyorum, 
Ben yine salağı oynayacağım. 

Gidişin habersiz; 
Dönüşün de habersiz olacak. 
Göremeyeceğim her köşe başında artık 
Deprem gibi bakan; 
Bakışıyla felç eden gözlerini. 
Küçük kentlerin sevdaları acılı oluyordu; 
Her köşe başında görmek seni. 

Artık canımı yakmayacak minibüs durakları, 
Caddede yürürken, 
Minibüs beklerken, 
Umut veren gözlerinle - gülüşünle 
Göremeyeceğim seni. 

Biliyorum, 
Ben yine salağı oynayacağım. 
Sen giderken bakamayacağım ardından, 
Ne zaman gittiğini bilip de; 
Yollayamayacağım peşinden yaşlarımı. 
Sonra okuldan eve; evden garaja giden 
Ömrümün en sakat yolumu koşacağım. 

Biliyorum, 
Ben yine salağı oynayacağım. 
Sonra vokal yapacağım 
Bütün zeybek türkülerine. 
Siyah dediğim anda, 
Yeşil olan gözlerine ağlayacağım; 
Benden iki mercek büyük olan gözlerine. 

Biliyorum, ben şu an salağı oynuyorum.

OKAN BAYÜLGEN

05 Kasım 2011

Sevmek Seni... Meğer Ne Zormuş

Canım,
    Can olanım!
          Özlemle kavrulmak ne zormuş…

Ve özlemek zorunda kalmak seni;
    Bir harp meydanında
          Yüzlerce kılıç darbesi yerken bile
                 Gözlerimin seni aramasından daha zormuş…

Canım,
    Can olanım!
          Yokluğun meğer ne zormuş…

Kavrulmakmış kaderim hasretinden.
     Ve günahıyla kabullenmekmiş yolunda aşkı!
          Kaderim seni sevmekten geçiyormuş, ama
                 Yürüyecek bir yol dahi bulamamak ne zormuş…

Canım,
     Can olanım!
          Senden bir haber gelmemesi meğer ne zormuş…

Merakla beklemekmiş bir haberi kaderim!
   Utanıp, soramamakmış seni sevmenin bedeli
       Anlaşılamamakmış, yasakmış aşkın bana da,
             Yüzüm dahi kızarmadan beklemek, meğer ne zormuş…

Hakan ÖZDEN – 05.11.2011

Şanslıdır, Şanslı

Şanslıdır, şanslı
     Şansı biriciğinin yanında olması
           Şanslının, şansıdır aslında şansı
Ona bakan bir çift gözün
     Şansıdır sadece ona bakması
           Anlar mı şansını şanslı?
Sıcak bir elin dokunmasıdır
     Ve sevdiğinin,
           İstediği an yanında olmasıdır şansı!
Umarım anlar bu şansı, şanslı
     Yaradan vermiştir sonuçta ona bu şansı
           Kıymeti bilinesi bir aşk yaşamalı şanslı
Ve bilirim;
     Özgürce sevişebilmesidir şanslının, şansı
            Dokunabilmek sevgiliye dilediğince
                  Ve yasaksız yaşayabilmek bu aşkı…
Şanslının doğarken şansıdır işte
     Bunları düşünmeden
            Ve sadece şansıyla yaşaması…
Şanslıdır, şanslı
     Ve sahip olduğu aşkı
            Kaybetmeden
                  Tüketmeden
                         Şanssızlığa inat yaşamalı…!

Hakan ÖZDEN - 05.11.2011

Sonsuza Dek Sophie

Gözleriniz madam...
Gözlerinize bakıyorum da 
    Sanki bir yangın yeri 
Yüzünüz;
    Talan edilmiş bir i
mparatorluktan kalma gibi
Bir şair oturmuş o iki kaşın arasına,
    Tüten dumana ve akan kana bakmaksızın 
         Aldırmaksızın…
               Patlayan bombalara şiir söylüyor gibi
Aslında aşktır en çetin meydan muharebesi 
Siz koşuştururken lise bahçelerinde 
Dilinizde Ahmet Arif’ten 
Yarım yamalak ezberlenmiş iki dize... 
Deri ceketinize yaslanmış yürürken yağmurda,
Bir şairdim ben 
    Kalbimi büyüten dumanlı odalarda... 
         Benim kalbim dumanlı odalarda büyüdü madam...
Yalan yok! 
    Yalan asla olmayacak 
Çünkü aşkı üstünüze serpiştirip kaçan o yağmur 
    Bir gün sizi de ıslatacak 
         Bir gün sizde hüzünle bakacaksınız kalbinizin içine
                Orada bir şarkıyı göreceksiniz...
Biz şarklılar, yani aşıklar 
    Ve asla konuşamayacakları kızlara aşklananlar
Hep yenildik!
    Farklı malubiyetlerden kuruldu bizim tarihimiz 
Diyorum ki… 
    Vaktiniz varsa bu akşam...!
 
Bizim yüzümüz kızarır 
    Biz uzaktan sevmelerde birinciyiz 
          Genç kızlara başlarımızı çevirip bir bakamayız 
Bir bakarsak usulca elimizden kayar 
    Ve parçalanır kristal gençliğimiz 
          Biz kristal gençleriz madam 
                Kolayca tuz buz oluruz 

-''Eve gitsem daha iyi...''

İyide benim o darmadağın halimi bırakıp nereye?
Her gece saatlerce alıştırma yapıp da
    Bir tek sevda sözcüğü fısıldayamamanın sıkıntısı
         Aşksızlıktan solan bu cismi terk edip nereye gidiyorsun ?
Merdivenlerden peşinizden koşup da
     İsminizi haykırmayı size bakarken derinde
         Bir acıyla kıvrandığımı fark etmeden nereye he…?

Bir gün yağmur yağsa 
    Sırılsıklam o yağmurda ıslanacak 
         Ve elinde tutuğu karanfille
              Gözyaşları,saçlarından sızan yağmurla karışacak 
Onun kapısının önünde duracaktı 
    Onun kapısının önünde duracak 
         Ve asla zile basmayacaktı...
O kapının önünde saatlerce ağlayacaktı,
    O sırada fonda; 

‘’Senin mavi gözlerinde çalacaktı‘’ çalacaktı 
    Sonsuza dek Sofya...

Kemal Sayar

03 Kasım 2011

Senin Şu Dertlerin

Senin şu dertlerin var ya…
     Baş edemediğin büyük dertlerin!
Hani sen daha iyi bilirsin ama
     Arada sırada satsan bana
           Satsan da sana bir şey olmasa!
Mutluluk dolu gözlerin sadece bana baksa
     Ben baş ederim sana dair her ne varsa
           Sadece bana gelsen arada sırada!
                Ah ne tatlı olur senin o büyük dertlerin…

Neler çekmiş şu yürek
     Dertlerine dayanır
Eğer sen istersen
     Ömrü ömrünü uzatır
Korkma, artık bir adım at bana
     Varsın tek yaşamaktansa
          Yaşlansın gençliğim senin derdin yolunda!
Baş ederim inan ömrüne dair ne varsa
     Sadece bana inansan yeter ömrün boyunca!
           Seninle ne güzel çekilir o güzel dertlerin…

Belki derdim de olur!
     Beni benden alan o ıslak gözlerin…

Hakan ÖZDEN / 03.11.2011 

02 Kasım 2011

Anlaşılmaz Gülüşler

Bilemem,
       İnsan nasıl güler?
Nasıl gezer insan
       Sevdiği hasret ile beklerken?
Hangi kahkahadır insanı kendine getiren?
       Hangi dost muhabbeti çare olur
                Uzağında birisi sensiz yaşayamıyorken?

Teselli etmiyor hiçbir cümle beni
       Bilemem,
                İnsan nasıl yaşar bu yasak hali?
Gidişlerde ölür insan bilirim de
       Böyle kalışlara şu aklım ermedi!
Ersin diye aklım meyler masaya yetmedi
       Kar etmedi sevgiler yüreğimi kor eyledi!

Varsın dünya yasa girse ne olur?
       Yardan ayrı bu yüzler, söyle gülse ne olur?
Bekleyenin varsa dünya malı hiç olur,
       Yas tutmayı bilmeyen yürekler elbet yok olur
Bilemem!
       Ve anlatamazsın şu hali…
               Bensizlikte güleceksen yolun açık olsun sevgili!

Hakan ÖZDEN / 02.11.2011

Kaçırdığımız Anların Hayali

Canımı en çok acıtan
      Neler kaçırdığımızı bilmek
             Ve neler kaçırdığını bilememen olacak!
Yaşayamadığımız sevgimizin
       O yaşayamadığımız sahnelerinde
              Ama hayallerim var benim seninle
İhtimalleri bol olan
        İmkânları
              Ve mekânları geniş hayallerim
O kadar geniş ki
        Seni
              Beni
                    Yasaklarımızı
Ve aramızda ki o muhteşem aşkı bile
        Gözlerimizin güzelliğine inat alıyor içine
Aramızda duran bütün dağlar
        Göremeyelim diye gözümüzü kapatan
              O simsiyah
                     O kahpe bulutları bile yok ediyor hayallerim
Bir biz kalıyor geriye
        Henüz biz olmayı bilmeyen bedenlerimizle
İşte içimi en çok acıtan da bundan sonrası
        Neler kaçırdığımızı bilmem
              Ve neler kaçırdığını bilememen kavuruyor beni!
Seninle ilgili ufak hayallerim yok benim
        Sadece seni bekliyor kocaman bir sahne
Gel artık!
        Yaşamamız lazım birlikte
              Ama adam gibi yaşamamız lazım aşkı
                     Kaçırdığımız onca günlere inat hem de…

Hakan ÖZDEN – 02.11.2011

Senden Gitme Vakitleri

Sanırım vakti geldi gitmemin
Ben her vakit
     Sen git dedin diye giderim zaten
             Ve sanırım gitme vakti yine
                     Nefes alırken,
                              Dudaklarının dibinde hem de
Zor olan da bu değil mi zaten?
     Ben giderim ellerim tam bedenine değmişken
Peki sen nasıl git dersin?
     Anlamam
             Hiçbir zaman anlamaya da uğraşmam
Sen söylersin,
     Ben giderim…
Ardına bakıp el dahi sallamazsın hani
     Kapıyı çekerim
             Ağlarım…
                    Bilmem sen ne yaparsın sonra…
Ama düşünmem!
      Sırf sen düşünme dediğin için
             Düşünmeden giderim
Ve ben her gidişimde
      Senin bana ‘kal’ diyebileceğin
             Hani bir ihtimal de olsa
                     Kalmamı isteyebileceğin anı beklerim
Sen söylersin,
      Ben beklerim…
Kapıyı ardından sıkı sıkı kilitlerim
      Saatleri kurup senden bir haber beklerim
             Gelir mi diye yollarını da gözlerim!
Gelebilmenin umudu
      Ve gelememenin korkusu nedir bilir misin?
             Bunu da düşünmem beklerim!
Sen istersin,
      Ben itaat ederim…
             Gönlüme bir zincir takar yıllarımı da eskitirim
Ve bir gün ‘kal’ diyebileceğin umuduyla
      Gençliğimi hançerlerim
Ama…
      Ama sen her şeyinle gitme diye,
             Acımı gömer içime,
                     Sadece senin sözünü dinlerim!…
Ben istemem senden gitmek,
      Sen istedin diye giderim…

Hakan ÖZDEN – 02.11.2011

01 Kasım 2011

Sakın Unutma Beni

Gözlerimi unutma
     Ellerimi de hatırla 
          Ve saçlarımı
               Sonra sesimi unutma…
En iyisi sen beni unutma işte!
     Dokunuşlarımı unutma
          Sonra nefesimi unutma
                Ve sıcaklığını dudaklarımın
Bize dair ne varsa yaşadığımız
     Unutma işte!
Sonra beni emanet et tanrıya
     Benim seni emanet ettiğim gibi
Aklın bende kalmasın demeyeceğim
Yine de;
     Kalsın ve unutma beni!
          Ben de unutmayacağım biliyorsun
                Ya da unutturmayacaksın kendini
Özleyeceğiz biliyorum!
     Ama, ağlama hakkımız olmadan olacak hepsi
          Ve konuşma yasaklarında,
                Hatta göz göze gelme yasaklarında buluşacağız
Yine de beni unutma
     Bana dair ne kalmışsa içinde yaşanacak elbet hepsi
          Yalnızlığında yaşa beni
                Ve unutma sakın sevişmelerimizi
Acı çek beni düşündükçe
     Ve acılarından gelsin zevklerin
          Dünyaya inat çığlıklar at ikimiz için
Ama unutma beni
     Dokun bana
          Saçlarımı okşa yine
                Ve öp dudaklarımı bütün sıcaklığınla
                      Dünyaya inat kur hayalimi…
Ve sadece benim hayalimle seviş başkalarıyla
     Aklın bende kalmasın sakın
          Bende olacağım başkalarıyla…
Ama sen bunları düşünme!
     Unutulmayacağını bil ve unutma beni
          Adım kalsın dilinde…
                Suçlama bizim için hiç kimseyi
                      Ama sen sakın…Sakın… …


Unutmalısın işte beni!
    Unutulmamaya değecek olsam
         Gider miydin ki?
Ama...
    Unutulmayacağını bilerek gittin değil mi?

Hakan ÖZDEN – 01.11.2011

Aklım Sende Kaldı

Aklım sende kaldı!
Akamayan gözyaşlarında,
    Kim bilir hangi hikâyeler saklı
Aslında düşünmem,
Yollarına veririm ömrü
Veririmde sen alamazsın gülüm

Aklım sende kaldı!
Konuşamayan dudaklarında
    Ve yarım kalan her cümlende
Aslında düşünmem ,
Senin içinde konuşurum ama
Konuşturmazsın bilirim gülüm

Aklım sende kaldı!
Tutamadığın umutlarında
     Ve belki bizsiz yarınlarında
Aslında düşünmem,
Yarınlarımı feda ederim uğruna
Ama bilirim, yazık olur diye bana
İstemezsin, anlarım gülüm…

Hakan ÖZDEN – 01.11.2011

Unuturum Seni

Unuturum seni
     Unuttuğum herkesten daha çok unuturum
Kor olur yüreğim
     Belki yok olur bedenim
          Acılar çekeceğimi de bilirim
Ama, unuturum seni!
Unutamam sanma sakın
     Unutmam gerekiyor seni
          Unuturken, unutturmam kendimi
Bilirim fazla da yaşamam ardından
      İçimde ölen aşk ile gömerim hatta kendimi…

Gözyaşım ardından aksa da nafile
     Başka bir çarem yok söz verdim!
Unuturum seni
     Ama unuturken, unutturamam kendimi…

Hakan ÖZDEN – 01.11.2011

29 Ekim 2011

''Iyi Ol''ma Sırası Sende Simdi

İyi ol demiştin bana
Olamam demiştim hani ben sana
Olamam demiştim sen yokken iyi
Sonra anlatabildiklerim geldi aklıma
Seni sana anlatmaya çalışmalarım
Ve beni sana aktarışlarım uzaktan uzağa
Sevgimi verdim ben sana…
Verdiğim bir sevgi değildi tek başına
Ben, kendimi parça parça verdim avuçlarına!
Ve anlarsın sandım yabancı
Anlamadın…
Giderken iyi ol dedin işte bana
Anlamadın yabancı…
Oysa bir oyun değildi yaşadığımız
Sensizliği yaşayan bir adama iyi ol demek
Bir oyunda bile sarf edilmezdi oysa
Aşk acısı iyi etmezdi adamı
Ve ben aşıktım sana!
Kabul edemediğin hani…
Hani sadece sevişirken
Aşkım dediğin adamdım ya ben!
Sonra akşam olup yollar ayrılınca
Sadece sıradan bir adam olan ben…
Ama sana dokununca kocam diye sevdiğin…
İşte garip bir histi senin ki…
Sen beni ne istediğini bilmeden sevdin
Belki sadece kendin için sevmeyi denedin
Ve ne gelişini bildin bana
Ne giderken gidişini
Senin bu gönül oyunun yok mu?
Bilemediğin sevginle beni perişan ettin!
Yabancı…!
Sen bana giderken hani iyi ol dedin…
İyi olurum sandın değil mi?
Diyelim ki ben iyi değilim!
Gelip saçlarımı okşayacak mısın?
Diyelim ki bir kurşun yedim!
Gelip yaramı saracak mısın?
Farzet günden güne eridim!
Bir çorba yapmaya dağları aşacak mısın?
İyi ol dedin ama…
Olmasam, sana ne fark eder yabancı?
Elim kolum bağlı diyeceksin
Bir şey var işte..
Bırakamam diyeceksin
Gözyaşımı silerek ağlayıp döneceksin
Ve giderken yine
Bana iyi ol mu diyeceksin?
Bak, bir zamanların ezber yüzü
Şimdi gönlüme, günüme yabancı
Bizden ne istedin sormadım ama
Benden istediğin bir şey varsa dokun bana
Dokun sözlerinle yüreğime
Ve o çok sevdiğim ellerinle tenime dokun
Anlat derdini bana, ne istersin sen?
Şöyle birkaç gününü versen kendine
Ve sorsan ne yaptığını böyle zalimce bize
Bir yol olur belki vicdanına gözlerim
Hatırına geliyorsam eğer kendinleyken…!

Yabancı…!
İyi ol demiştin bana!
Ve sensiz iyi olmanın
Ne demek olduğunu sormuştum sana!
Sahi bensiz iyi misin oralarda?
Hani durmak istemediğin o çatılar altında
İyi misin yabancı?
Sahi kötü olsan, ben gelebilir miyim sana?
Gelemem…
O nedenle iyi ol yabancı…
Şimdi iyi olma zamanın seninde 
Çünkü…!
Sana bahsedemediğim bir hastalığım var
Bu hastalık sana olan sevdamdan bile ağar!
Ben giderken o kadar güzel kal ki,
Tutunma sebebin olan her şeye
Hatta gözlerim kayarken gözlerinden
Depremler olup sarsılsa da bedenin
Tutun sıkı sıkı onlara yabancı!
Şimdi gitmek vaktidir uzaklara
Ve dönmemek üzere bir daha sana
Kaçak oyunlar oynamamacasına
Saatlik değil, sonsuz bir gidişten bahsediyorum…
Ben muhtemel inancımla, iyiliğe gidiyorum!
Güzellikler sana kalsın kanamadığım
Ve kanamadan uğrunda yalnızlığı yaşadığım
Ben gözlerine bakarken o çok sevdiğin gözlerimle
Gözlerinden gözlerimi soluklaştırarak çekiyorum işte
Bıraktığım yerde iyi ol yabancı!
İyi olma vakti sendedir artık…
Bensiz bir dünya da iyi olmak zor ise
Gücünü benden al yine!
Çünkü ebedi bir ruh var seni bekleyen
Hani sen beklemesen de şimdiye kadar
Bilinen en büyük aşk ile seni bekleyen!
Zordur iyi olmak,
Anladığında yazdıklarımı vakti gelince
Sen şu gönül hatırına iyi ol yabancı…

Hakan ÖZDEN / 27.10.2011

24 Ekim 2011

Bırak... Sevme Beni Artık

Ve sen;
Yeniden çıkıyorsun karşıma o hain gözlerinle
     Aklımdan sanki çıkmışsın da
            Karşıma çıkıyorsun benim öyle mi?
Sanki sen…
     Anlamış mıydın sana olan sevgimi?
             Şimdi bana sevmekten bahsediyorsun!

Bırak!
Sevme beni hain gözlü kadın
      Adımı anma boşu boşuna
            Ben gelemem senin yolunda
Haramdır yaşayacaklarımız
      Haram ettiklerini sakın unutma
Ve sen beni kaç defa anladın da
Şimdi bana sevdiğini söylüyorsun
      O hain gözlerini çek artık gözlerimden
             Sen sadece beni zevklerin için kullanıyorsun!

Dur diyemiyorum sana
      Ve duramıyorum da sonra
Benim tertemiz sevgimi
      Sen isteklerinle
            Sen arzularınla günaha sokuyorsun
Sen, benim en büyük aşkımken
       Cehennemde yanacağım günahlara
              Hiç utanmadan sebep oluyorsun...!
Ve hala anlamıyorsun be kadın
      Sen benim ömrümden öylece çalıp duruyorsun
Benim sevgimi,
Benim o gerçek bakan gözlerimi
      Varlığınla yok edip
             Vicdansızca elimden alıyorsun…

Etme yar;
Bu aşk beni talan etti
      Gelme yar karşıma…
             Bu aşk beni benden etti
                       Sevildiğini anlamıyorsun…!
Ve yarama sadece bir tuz basıp kaçıyorsun
       Ben sana aşk-ı diyar edelim diyorum
              Sen bize cehennemi hazırlıyorsun
Gel, sokma bizi günaha
      Seveceksen dön bana
            Sevmeyeceksen eğer
                    Zaten sevmediğin o iğrenç dünyanı yaşa!

Hakan ÖZDEN – 23.10.2011