04 Temmuz 2011

Aşk - ı Ölümüm Gelmiş

      Aşk;
   Ne kadar sihirli bir kelime yaşayamamışlara… Ne büyüler taşır birden çok yaşayanlara… Hiçbir anlamı yoktur aslında şu veya bu şekilde tarif edilen. Ne bilime uyar şekli, ne dinlere, ne felsefeye veya ne hayatın her hangi bir tarifine… Aşk işte… Kime sorsan başka tarif eder… Demek ki tarifi yoktur bu kısacık üç harfin dilimizde.
   Demek  ki herkesin gördüğü, herkesin beklentileri kadardır aşk. Belki sevginin takıntılı şeklidir. Kişi belki de kendi inançlarına aşıktır her zaman! Ve kendi algılarının kalıbında yoğunlaşmış sevgi biçimidir belki de. Hepi topu üç harftir aşk. Üç harfli bütün bilinenlerden daha tehlikeli bir diziliş halidir manada. Yine de güzeldir yaşayana veya yaşamayana. Geçmişte veya gelecekte hep umulandır. İstenendir… Şehvettir aşk bilinmeyene. Bilinene ulaşamamaktır kimi zaman. Belki tek başına yaşanan, belki bir eşle yaşanan, belki birden fazla şeye duyulandır bu üç harf… Heceleyemezsiniz bile… Kendiniz hece hece olursunuz aldığınız her nefeste…  Oksijendir aşk göremeseniz de nefesiniz olan. Karbondiyoksitdir içinizde cayır cayır yanan. Ve hidrojendir vücudunuzda atamayacağınız su olan… Aşk bir kimyadır belki de elementler tablosunda şifresi olmayan!
   Bilinmeyen ve tarifi olmayan bu üç hecedir belki alın yazımız. Hırsımızdır arkamıza aldığımız kimi zaman. Bu öyle bir hırstır ki, bir devletin başına da koyar sizi, bir köprü altında şarapçı da yapar bizi… Ama aşk güzeldir her zaman. İnkardır çok ağızda, ‘ben hiç aşık olmadım ki’ dedirten. Oysa bu cümle unutulmaya çalışan bir insan için söylenmiştir. Kansız bir beden olmayacaksa dünyada, aşksız bir beden de olmayacaktır aramızda. Aşk hücrelerimize kodlanmıştır. Zorunluluktur aşk. Sevdim diyebilirsiniz herkese. Ama aşık oldum diyemezsiniz belki bir gerçeğe. Zaman geçer… Ömür biter… Ölmeden bir saniye önce belki bir anımsamadır aşk. Belki son gülümsemedir sevgiliye! Sessizliğinizdir aşk belki unutmak zorunda olduğunuz. Ve son nefesinizde bile hayalini kurduğunuzdur. İnce hastalıktır bedeninizde. Bitmek bilmeden çürütür içten içe. O yoksa mahvolursunuz, o varsa kıskanırsınız kendinizden bile… Aşk acıtır… Aşk acıdır… Aşk acı çekerken mutlu olabilme sanatınızdır. Yanında nefes aldığını duyduğunuz yar’a platonikçe bağlanmaktır aşk. Yakınınız uzaktır. Uzağınız yakın. Aşktır mahpus damlarında heceleten sizi. Aşktır denizi deniz yapan gerçek enerji. Bir martının sesidir aşk, şarkı sanıp duyduğunuz… Aşk belki hiç yoktur, olsun diye umduğunuz!
   Hangi şarkı aşk içermez ya da hangi şiir bilmiyorum. Bir başlangıçtır aşk her saniye hazır olduğumuz. Notalarla birleşir, gözyaşında boğulduğumuz. Adı mutluluksa da ağlarız, mutsuzluksa da ağlarız. Ağlarız ağladığımıza da sebebini anlayamayız. Dilimizin en ince yarasıdır bu üç harf. Nota olsa vurur bizi, resim olsa vurur. Aşk adı nede olsa… Biz susakta, döner vurur… Biz konuşsak, dünya durur!
      Aşk;
   Bir iflastır beden de ansınız var olan. Haczi mümkün değildir elinizdekileri verip kurtulacağınız. Aşk bir çıkıştır bazen iflas anında. Tarifini veremezsiniz işte. Hepi topu üç harftir aşk. Belki her gün yaşayıp bilemediğiniz. Belki günü gelip de göremediğiniz. Belki görüp de sevemediğizdir aşk. Bir sevmek ya da sevmenin bir ötesinden fazladır aşk. Ne bilime uyar şekli, ne dinlere, ne felsefeye veya ne hayatın her hangi bir tarifine… İnsan psikolojisi değildir sadece. Hayvanca sevme biçimidir belki aşk. Bir içgüdüdür belki doğmadan öğrendiğimiz. En ürkütücüsü de bu işte… Üç harfli doğuştan öğretimiz. Adı,aşk işte. Acılarımıza bir ad verdiğimiz. Adı, aşk işte. Üç harfli, gerçek vazgeçemediğimiz. O nedenle sana aşığım Dünya! Hala çatlamadan bunca yüreği taşıyorsun. Ve hiç utanmadan, günü gelince bizi alıyorsun! Adı aşk işte üç harfli. Dört harfe giden, en güzel kelime!
       ‘’Ölüm’’!

HAKAN ÖZDEN – 03.07.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder