01 Ekim 2011

Haksızlığın Ve Sen

      Yokluğun bir hançer gülüm… Gönlüme zulüm yokluğun. Sen beni anlamaz mısın ki yaparsın işveni hala… Kancık bir adam ile boy boy fotoğraflarını sokarsın kanayan yaramın tam ortasına bir tuz misali. Zaten yokluğun var gülüm… Yokluğunun acısı yeter bana.  Sen hala anlamaz mısın yokluğun ne demek? Yokluğun bir yara… Yokluğun ölüm… Yokluğun zulüm… Bunu mu duymak istersin hala…! Duy…

       Sen beni unutsan da, seni unutamayan bir adam var burada. Yaptıklarıma yanılma. Onlar benim kendime zarar… Ben sana ve senden gelen hiçbir şeye ihanet etmedim ki… Yaralarsın sen beni, belki silmişsindir de benliğinden. Ama anla… Ben seni hiç yaralamadım ki… Ve ben kendime kıyarken buralarda, sana hiçbir anda kıyamadım ki… Sildin ya hani beni… Bu nasıl silmek be gülüm? Benim daha yaralarım kapanmadı ki! Yaptığın şu şey hani… Haksızlık değil mi?

       Sen hep beni başkalarına benzettin sanırım. Benzetmekle kalmadın, onlar gibi yaptın hayatının bir köşesine sıkıştırıp. Ben buna dayanamam ki! Çünkü ben seni sevmekten başka bir şey yapmadım ki! Hani anlamazsın biliyorum ama… ‘’Anla gülüm’’… Benim gözüme sokup durma şu alçak adamı. Ben sana dokunamazken, sana dokunan birisini seyredemem ki! Anla gülüm. Ben zaten sensiz yaşayamam ki!

Hakan ÖZDEN – 01.10.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder