15 Ekim 2011

Varoluş Bayramı'M

    Hayat gerçekten çok güzel… Anladıkça kalkan gizem perdeleri ile daha anlamlı… Daha keyifli. Tanrı yaratırken insanları o kadar çok özellik vermiş ki bedenlerine, bunları hissedebilecek kadar güçlü nefes alabilen insanlar için vazgeçilmez hayat… Yeter ki Tanrıdan ve evrenden istemeyi bilin… Dua edin ve hayalini kurun her gün! Hayalleriniz dualarınızla elbet birleşecek ve o hep beklediğiniz anlar önünüze gelecektir. Bunu bugün bir kere daha anladım. Ve bugün! Bir kere daha teşekkür ettim hayata…     

     Evrendeki bütün atom parçacıkları, ışık, ve belki adını bile bilmediğimiz bütün elementler bize sonsuz hizmet için dizilmiş durumda. Ve bugün bir kere daha anladım ki, yaratılışımızın kıymetini çok iyi bilmeliyiz. Her şeyi yaratan Tanrı, ışık yılı uzaklıkta ki gezegenleri bile emrimize vermiş. Bir bakınca kendinizi küçük görüyorsunuz koskocaman evrende. Sonra bir daha bakıyorsunuz ki, evren sizin emrinizde. Sonra büyüyorsunuz işte. Sadece yürekten istediğiniz zaman, istediğiniz o şey gerçekten sizin olacaktır. Maddi karşılığı yoktur hayallerin. En imkânsıza bile inansanız, mutlak suretle bir gün sizin olacaktır. Karşılıksız ve gerçekten isteyin evrenden hayallerinizi. O zaman her şeyin sahibi siz olacaksınız…  
 
      Ve bugün bir başka bakıyorum hayata. Ayaklarım toprağa basıyor bugün. Ve yemyeşil bir bahçeye diktim gözümü… Koştuğumu hayal ediyorum kucaklarımı açarak Tanrı’ya. Ağaçlarım en güzel meyvelerle dolu bugün sonbaharda… Sağ yanım bembeyaz papatyalarla, sol yanımda kızıl bir kıyamet gelincik çiçekleriyle… Bugün… Şükrediyorum Tanrı’ya beni yarattığı için ve hayata bu pencereden dört mevsimde bakabildiğim için. Nefes almayı biliyorum artık. Ve biliyorum ki ağlayacağım bir şey yok bu dünyada. Ben… Ağlamayacağım artık elimden alınan oyuncağıma. Çünkü çok istersem Tanrı’nın bana hazırladığı daha güzel oyuncaklarım olacağını biliyorum…  Ve ayaklarım bir başka basıyor toprağa… Ben, Ondan gelip Ona gideceğimi ve bunun ne kadar güzel bir şey olduğunu anlıyorum bugün. Nefesimi hissediyorum ve artık ciğerlerimin rahatladığını. Ben çok başka hislerdeyim bu gün! Çünkü, hayat bana kendini ifade etti. Ve hayat bana, bir şeyi istemenin ne demek olduğunu öğretti.

     Önce sabır… Zamansız beklemek ve karşılıksız beklemektir bir şeyi gerçekten istemek. Annenizi, babanızı inandırırcasına inandırın hayatı isteklerinize. O sizi boş çevirmeyecektir. Ben söz veriyorum, yürekten isteklerinizin gerçek olacağına!…  Sadece, istemeyi bilin… Temizce sevin, güzel şeyler isteyin… Evrenin gazabına uğramak veya onu güzel yaşamak sadece sizlerin elinde… Kafanızda bir soru kalmasın sevmek adına… Ancak severek mutlu insanlar olabiliriz. Ve sevgiden başka dünyayı değiştireceğimiz bir güç yok… Siz hayatı kandıramazsınız çünkü hayatın kendisi siz olarak şifrelenmişsiniz.

      Ben… Tüm benliğimle bu gün daha çok inandım hayata… Ve ben bugün daha çok şükrettim Tanrı’ya beni yanıltmadığı için. Yüreğinizde ki kilitleri açın haydi. Atın nefreti dışarıya. İçerde kalan her şey size yetecektir. Bu gün ve yarın için bitmiştir savaşlarım. Ve en beyaz bayrak benim tam ortanıza diktiğim… Göz yaşı yok artık… Ve sadece son ana kadar şükür var aldığım her nefes için… Ne güzel şey yaşamak… ‘’Sevmeyi bilenler için…!’’

Hakan ÖZDEN – 15.10.2011                       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder