12 Ekim 2011

Hayaller Uşürken Güzel

      Bedenimde tatlı bir üşüme başladı. Mevsim yine kışa adım attı sanırım. Zaman öyle bir olgu ki anlam veremediğim, biraz üşüterek bile sizi bir köşesine fırlatıveriyor varlığının… Üşüdüm ve öğrencilik günlerim aklıma geldi eve girmeden az önce… Ellerim ceplerimde okula doğru attığım adımlar geldi aklıma yine bir kış vakti. Çocukluk hayallerim, olabileceklerin üzerine stratejilerim, sevdiğim kızlar ya da reddedildiğim…! Çocukluğum geldi işte aklıma. Ve bedenimi her sarışında bu rüzgarın, çocukluğum gelir aklıma…

      Hayallerim oldu herkesinkiler gibi… İnsan yaşarken herkes gibidir zaten. Doğduğunuzda, büyüdüğünüzde, ölümünüzde her zaman herkes gibisinizdir. Herkes gibi yaşarsınız. Herkes gibi hayal kurarsınız! Fakat tercihleriniz herkes gibi olmaz. Tercihleriniz ve istikrarınız sağlar farklılığınızı… Ben herkes gibi çok hayal kurdum ve hayallerim doğrultusunda yaptım tercihlerimi. Hayalperest bir çocuk olduğum için psikologlara göstermişlerdir hatta beni. Benim hiçbir zaman elimden bırakmadığım hayallerim, o soğuk havalarda, ellerim cebimde, çoğu zaman dudaklarımın kendi kendine kımıldadığı anlarda şekillenmiştir aslında. Yürümek benim hayallerimi oyuna sürdüğüm bir arenada, sadece beni benimle bırakma anlarımdı oysa. Ben çok benimle baş başa kaldım. Ama dünyanın her yerinde… Her anında… Bir makine gibi programladım her şeyi. Ve sonunda! Ne oldu hala bilmiyorum! Belki de en iyi ben biliyorum!

      Ellerim cebimde üşüyen bir çocukken ben, hayal ettiğim ne varsa yaşama şansım oldu benim. Sadece yaşadım başlarda. Çok tecrübeli değildim hayallerim ile ilk karşılaştığımda. Gördüm ki hayal ettiğiniz gibi yaşayabiliyorsunuz! Evet! Hayal ettiğiniz ne varsa hem de yaşayabiliyorsunuz… Bu hayallerinize giden yollar elbette dikenli, elbette saçlarınız beyazlıyor, elbette hasta oluyorsunuz, elbette karnınıza ağrılar giriyor ama yaşıyorsunuz. Hani düşündüğünüz her şey bitmiyor da. Hangi hayalime ulaşırsam ulaşayım hep yeni bir hayalim oluyor… Ve ne mutlu ki insan kendini hiçbir zaman ‘kötü’ hayal etmediği için, hayal ettiğiniz ortamda ısınmaya başlıyor. Hayallerimi yaşamadan önce o kadar çıplakmışım ki üşüyerek hayal kuruyormuşum sanırım… Anladım ki siz ve hayalleriniz büyüdükçe, siz bir yerlere varıp daha iyilerini istedikçe, bedeniniz sıcacık oluyor. Hayatın bizlere sunduğu o kadar çok şey var ki, bunlar hayal etmenizle bitecek gibi değil. Hep daha iyiye götüren bir olguda ilerliyorsunuz aslında. Ve ne mutlu ki insan hırs yapmadığı sürece gerilere düşmüyor. Reddedilmeleriniz ortadan kalkıyor, çünkü sizde birilerinin hayalini süsleyecek bir insan olabiliyorsunuz! Pek çok hayalinize ulaşabilmeniz sizi belki madden iyi bir konuma getirdiği gibi, bu yolda edineceğiniz tecrübelerde başınızı dik tutmanızı sağlıyor. Sonuçta ulaşabildiğiniz kadar hayallerinizle tamamlanıyorsunuz… Ve tamamlanmanızın da hayalleriniz gibi sonu yok…

       Çocukluk döneminde yaşamak istediğim ve hayalini kurduğum ne varsa, içimde hiç bir şey kalmayacak şekilde yaşadığıma inanıyorum. Ah, neler neler geldi başıma bunlar için keşke bunu üç-beş satırda ifade edebilsem ama… Ama gerek yok… Bunlar hayallerim için yaşamaya değerdi… Ve o kadar dibi delik bir dünya ki, hala yaşanabileceklerin ucu bucağı yok. Tecrübelerle birleşen her şey, şuanda çok daha bilinçli olduğundan belki ayrı bir keyif veriyor ruhuma ve bedenime. Ben, yaşadığım her anın kıymetini bildiğimi bilerek zaten mutluyum. Nefes almanın ayrıcalığının farkındayım… Ve insanın, insanlarla geliştiğinin! O nedenle kendimden çok, etrafımda ki iyi ve kötü insanların, büyük bir heyecan ile hayranıyım. Onlar olmasaydı eğer hayallerin tadı olur muydu? Asla!

       İşte  güzel bir rüzgar esti evimin kapısını açarken. Bana çok uzak gelen ama bir zamanlar iştahla hayalini kurduğum yaşantıma şükürler ettim yeniden. Hayal kurmak, herkes gibi yaptığım bir şeydi. Ama tercihlerime ettiğim şükür, başkalarının ‘keşke’lerinden çok daha iyi olsa gerek… Peki bu kadar hayal edip nereye mi geldim? Sizler nerede görürsünüz bilemem ama ‘ben bir rüzgar ile çocukluğuma dönerek, günüme şükredecek bir insan haline geldim’… Bilmem.. Anlatabiliyor muyum?

Hakan ÖZDEN - 12.10.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder