07 Haziran 2011

Doğum Günü Mumunun Yaktığı Mektup

Seneler sonra bugün...

Uzaklığın ve ben

Hatıralar ve sen

İşte başbaşayız yine...

Bazen bir dalga esiyor içimde, sanki senin olduğun kıyılara sürüklüyor beni. Hem itiraz ediyorum, hem teslim oluyorum. Bir bilsen bu hissi ..Biliyor musun yoksa? Dalgalar senden mi geliyor? Buna nasıl da inanmak istiyorum.

Benim seninle bir alıp veremediğim var...

Bir yüz yerleşmiş senden ve çakılmış gözbebeklerime, kimselere yüz verdiği yok. Bir özlem ki; bana bıraktığın öfkelerimi öldürüyor. Halbuki ne çok kırık kalbim sana ..

Kalabalık heryer. Masalın bir tarafında sen, diğer tarafında ben. Sen ne yaşıyordun acaba içinde veya ben ne yaşıyordum. Sen; hiç bir zaman anlamayacağım gibi gitmiştin ve ben masalın bir kenarında. Bana söylemeyi unuttuğun bir şeyler olmalı? Benim sende bir kalp sancım kaldı bunun mutlaka bir anlamı olmalı ...

Senden hemen sonra ayaklarımı bulutlardan sarkıttım ve bir boşluğun içinde kendime sarılmayı bile hatırlamadım. Öyle uzun uzun sarılmıştın ki giderken, bunun bir veda olduğunu anlayamadım.


İyisin, mutlusun, huzurlusun ..

İyi misin gerçekten?

Mutlu musun mesela?


Fotoğraflarından kaçtığım ve boş sokaklarda koştuğum sevgili(m ) hangi geceler aklına düşüyorum acaba?
Uykularını haram kılan, ismimi sayıklatan, hayallerinin ötesindeki mutluluğu sunan, kulağına ismini aşkla fısıldayan,
seni sen yapan, sana can veren kan veren sevgili(n) eskimiş olabilir mi? Dunyanın tuzaklarına yenik düşmüş olabilir mi?
Kulağının kıyısındaki ses tıkanmış olabilir mi?

Kış çok zor geçti.. Bu sene daha fazla üşüdüm. Varlığın ile yokluğun arasına sıkışmış bedenim zamanın ne demek olduğuna hiç aldırmadı. Kimi anlar oldu şuursuz kahkahalarıma tav oldu dudak kenarına tutsak hüzünlü gülüşlerim ve şarap kıvamını aştı sana ayyaş ruhum, sarsıldı beni son öpüşün.

Büyüdüm, yüzüme gözüme bulaştırdığım herşey sendendi ve sayende ele avuca sığmadı yalnızlığım; bir başına kaldım.
Dağ kadardın sen ...

Oradan oraya savrulurken, gün gelir de çıkarsın karşıma ansızın ve ben; sana hala aşığım diyebilmek için daha derinden nefes aldım, durup uslandırdım ateşlerimi. Yeniden ve eskiden kalma bir kücük dokunuşun ile bütün kentlerin duvarları yıkılabilir aslında hala. Bir sarılışın bin ahımı siler, geçer. Sen benim maziye yer etmiş kızgınlığıma aldanma..
bakışlarım dilsiz, sözlerim kor. Susa susa, kor kor işledim seni içime.

bir mum ufle simdi oralardan lutfen benim icin
en cok hangi hatiraya yaniyorsa icin,

Sırf onun için üfle ve söndür
Yanmasın canın, istemem. Çünkü sen hala canımın içisin...

"Tüm aşkımla..."

SEDA ÖZAY Hanım Efendi'nin Kaleminden... Saygılarımla;

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder